Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

21 Kasım 2010 Pazar

Pazartesi sendromu

Bu sendromu benim kadar yoğun yaşayan biri var mıdır bilmiyorum. Ama eğer benim gibi yaşayan birkaç insan daha varsa, dünya Pazartesi sahiden çok çekilmez bir yer oluyordur hiç şüphem yok.
Pazar gecesinden stres başlıyor, terleme basıyor, işi düşündükçe, hele uykusuz kalcağımı düşündükçe kendimi öldüresim geliyor, -şaka değil, ilk intihar fikri böyle oluştu bende-.
Gece min. 3'de uyuyarak, saat 8'de alarmın o gıcık sesiyle uyanıyorum. O an karşıma kim çıkarsa oracıkta boğasım geliyor. Bunun en yakın tanığı sevgilimi ablam L. Yazık her Pazartesi sabahı farklı bir arıza yaratıp kavga çıkartıyorum. O da huyumu bildiği için alttan alıp beni yatıştırıyor.
Nese evden minibüs durağına yürüdğüm o yolda kafamdan geçenleri saymıyorum bile. Neseki etrafta çok sevimli insan olmuyor da, yolu kolay atlatıyoruz. -o anda eminim herke sbirbirni öldürmek istiyor:)-
Ve uzun uğraş, minibüs sırası, mnibüsde balık istifi yolculuktan sonra nihayet işyerindeyiz. İzninizle o kısmı da atlıyorum. Günün birinde işyerindekiler blogumu okumaya başlarsa aleyhime kullanılabilir:)
Sinirli sinirli bakan bir avuç insan, akşam çıkışa doğru normalleşmeye başlıyor. Bu gruba bende dahil...
3 senelik kısa iş tecrübemde şunu anladım ki Pazartesi işe giderken tek motivasyonum Cumaya dört gün kaldığını bilmek.
İşimi seviyorum mu,-yoruma tamamen açık-
Nese ne diyoruz işleyen demir paslanmaz:) Hepinize kazasız belasız PAZARTESİ'ler....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder